7 Cemaziyelahir 1442 | 20 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

İşin Aslı ve Kökü



Mart 1991

Islahat veya devrim ya da ilericilik diyerek ülkemizde İslâm nurunu söndürmeye çalışanlar, milletimize en büyük kötülüğü yapmışlar. Bunu modern ülkeleri daha yakından, içlerinden tanıdıkça çok daha net olarak anlıyorum. Dikkatli bir mukayese sonunda ortaya çıkıyor ki devletimizi uzun yıllar maalesef kendi kültür ve medeniyetini de Batı kültür ve medeniyetini de hiç kavrayamayan diplomalı cahiller idare etmiş. Eğitim ve kültür politikamızdaki fecî yanlışlıklar, can damarlarımızı kesmiş, dinamizm kaynaklarımızı kurutmuş. Dış politikamızda da büyük gaflar, hatalar, terslikler, ihmaller... menfaatlerimizin elden kaçmasına ve büyük kayıplara sebep olmuş. Bütün bunları birbirimize kızmadan, serinkanlılıkla, ilimle, akıl ve mantıkla ama birtakım önyargıları, taassupları mutlaka bırakarak çözüp telafi edebiliriz.

Temel konu ve işin aslı şu:

Laiklik, mahiyeti anlaşılamamış bir efsane veya müslümanları durdurmak ve uyutmak için bir masal ya da İslâm düşmanlarının hain faaliyetlerine zemin ve fırsat hazırlamakta kullanılan bir kalkan!

Batı’da, Doğu’da, tüm modern ülkelerde uygulama hiç de bizdeki gibi değil. Halklar dinine bağlı; aydınlar ve idareciler, inanmasalar bile, dine, dinî teşkilatlara son derece saygılı, devlet en büyük destekçisi, dinî müesseseler sayılamayacak kadar çok, son derecede zengin, sosyal ve kültürel hayata tamamen dâhil ve hâkim. Din vergisi maaş bordrolarından kesiliyor, muazzam meblağlar din teşkilatlarının eline geçiyor. Muhteşem okullar, muazzam hastahaneler, şirketler, sonsuz imkânlar.

Bunlar bize karşı lakayt ve ilgisiz değil, tarihlerinden gelen bir husumet ve rekabet şuuruyla kültürümüze, tarihimize, mefahirimize karşı faaliyet gösteriyor, milletimizi içte ve dışta yok etmeye, eritmeye, asimile etmeye var gücüyle her yönden saldırıyor; gizli, sistemli çalışıyor, devletimiz de bizim elimizi kolumuzu bağlamış, hatta kolumuzu kanadımızı kırmış, vakıflarımızı elimizden almış, dinin, dindarın karşısına dikilmiş, yirminci yüzyılda başörtü ile, sakalla uğraşıyor; millî eğitim, dinî eğitimle çatışmada, eğitim kadroları sağcı solcu, ilerici gerici diye kamplara ayrılmış birbirini çelmelemekle meşgul, okullar millî kültür yönünden cahil, Batı’yı tam bilmez, silik, şahsiyetsiz, prensipsiz, idealsiz, eyyamcı, çıkarcı, yarı aydın yetiştirmekte. Biz de onlar, vatan haini, Batı ajanı, dejenere, yıkıcı, yutucu, lüpçü, ayyaş, kumarbaz, arsız, namussuz, frengili, aidsli, hippi olmasınlar diye çırpınmaktayız.

Kimse sözlerimden alınmasın, maksadım kişileri tenkit değil, aziz milletimizi yanlış uygulamalardan, müstakbel ve muhtemel tehlikelerden zamanında tedbir alarak kurtarmak, yüceltmek, mutlu ve bahtiyar etmek. Münevver-cahil, köylü-kentli, işçi-patron, öğrenci-öğretmen, asker-memur... her kesimi tanıyor, zaaflarını, meziyetlerini, dertlerini, problemlerini biliyor, hastalıkların şifasını ve devasını arıyoruz.

Bize her kesimde her şeyden önce imanlı, ihlaslı, vicdanlı, temiz ahlâklı insan lâzım; politikada doğruluk ve ciddiyet, mahkemede adalet, dairede rüşvetsiz iş, çarşıda hilesiz mal, dürüst kazanç, ailede sadakat ve saadet, kişide şahsiyet ve karakter, toplumda huzur, barışta hızlı kalkınma, savaşta zafer, milletler arası yarışmada başarı, âhirette mükâfat hep buna bağlı.

Gelin şu mübarek aylarda aşk ile tevbe edelim, el ele, gönül gönüle insanlığın mutluluğu için yeni bir çalışma hamlesi başlatalım.

Yoksa imansız, basiretsiz, vicdansız, ahlâksız, merhametsiz, sorumsuz, muhteris, zalim, kaba saba insanlar dünyayı zulümler ve savaşlarla beşeriyetin başına zindan edecekler, çevremizi kana bulayıp ateşe verecekler.

Berat kandiliniz ve Ramazân-ı şerîfiniz mübarek olsun. Allah (celle celâlüh) cümlemizi, süeda cümlesine ilhak eylesin, önümüzdeki seneyi İslâm için hayırlı, müslümanlar için başarılı ve mutlu kılsın.

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et