4 Cemaziyelahir 1442 | 17 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İdeal Yol

Bir Hadis, Bir Hikâye



Bu yazı Sefîne-i Evliyâ adlı kitabın yayımı dolayısıyla kitaba takriz olarak kaleme alınmıştır. Bk. Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ I, s. 5-7.

Birtakım dinî eserlerin içinde şiirler, fıkralar, hikâyeler bulunması hatta bazen eserin baştan sona manzum olarak yazılması atalarımızın halk eğitiminde kullanageldikleri takdire şayan bir metodun neticesidir.

Böyle eserlerden biri de onbeşinci yüzyılda Anadolu’da yazılmış bir hadis kitabıdır. Bizzat el yazması birçok kıymetli nüshasını bulduğumuz bu mensur eserin müellifi kati olarak bilinemiyor. Kitapta, önce hadislerin Arapçası yazılmış, ravi ve menbaı gösterilmiş sonra da o hadisin mânasına ve ana fikrine uygun düşen bir hikâye kaydedilmiştir. Eserde bu tarzda yüz hadis ve yüz hikâye vardır.

Onbeşinci yüzyıl Osmanlı alimlerinden İznik Medresesi hadis müderrisi “Hatiboğlu” diye tanınan Taceddin Muhammed b. İbrahim,139 bu mensur eseri aynen nazma çekmiş ve kitabına Ferahnâme adını vermiştir. Numune olmak üzere eserden bir hadis ve hikâyeyi yer yer sadeleştirerek kaydediyoruz:

21. Hadis

Resûl hazretleri (sas.) buyurur: “Her kim ilim öğrenmek maksadıyla bir yola girse Allahu Teâlâ, o ilim sebebiyle o kişiye cennetin yolunu açar, kolaylaştırır. Cennete girmeye yardım edecek iyi amelleri olmayan kimseleri dünyadaki soy ululuğu cennete sokamaz. Yani kişi ameliyle cennete girer. Aslı, nesli, anası, atası ululuğuyla değil.”140

21. Hikâye

Esmâî derler bir kişi vardı. O hikâye eder; der ki: “Hacca vardımdı; bir gece ay aydın idi; tavaf eylerdim. Kulağıma bir ince avaz geldi. Vardım, gördüm. Bir güzel yüzlü genç, iki bölük saçı var. Kâbe’nin perdesine yapışmış ağlar. Der ki: “Ey benim Efendim, Sultanım! Bütün gözler uyudular, yıldızlar battılar. Sen dirisin, uyanıksın, bütün mahlûkâtı gözeterek, işler bitirmektesin. Dünya padişahları kapılarını kapattılar, bekçiler bekler. Sen’in kapın ise muhtaçlara açık. İşte ben, miskin dilenci kapına dilenmeye geldim. Rahmetine ümit bağlıyorum. Rahmet kıl ben miskine, bağışla günahlarımı. Hadsiz derecedeki kereminden cennet içinde bana yer ver. İlâhî! Benim ümidim Sen’sin. Günahlarımı bağışla. Hacetimi reva kıl. İlâhî! Azığım çok az, yolum ise çok uzun. Azığımın azlığına mı ağlayayım, yolumun uzaklığına mı ağlayayım? Amellerim çok çirkin. Halkın içinde benim kadar suç işlemiş kul olmasa gerektir. İlâhî! Eğer beni ateşe atacaksan ya Sana bağladığım ümit ne olacak?”

Esmâî der ki:

Bu sözleri söyleye söyleye bîtap düştü, yere yığıldı. Yanına yaklaştım. Hz. Ali evladından değil miymiş. Başını kaldırdım, dizimin üstüne koydum. Dayanamadım, ağlamaya başladım. Gözümün yaşı mübarek yanağı üzerine damlamış olacak, gözünü açtı ve şöyle dedi:

“Kimdir beni kendi halime bırakmayan?”

Dedim:

“Ey benim seyyidim, efendim! Bendeniz Esmâî’yim. Niçin böyle ağlarsın, gussalanırsın. Peygamber soyundansın. Deden Muhammed Mustafa’dır.”

Bunu duyunca kalktı, oturdu. Dedi ki:

“Ey Esmâî! Heyhat, iş öyle değil! Tanrı Teâlâ cehennem yarattı âsiler için; cennet yarattı salihler için. Kim isyan ederse Kureyş aslından padişah bile olsa yine cehenneme girer. Her kim Tanrı’ya mûti olursa cennete girer, Habeş’ten getirilmiş köle bile olsa. Tanrı Teâlâ’nın kelamını işitmedin mi ki Kur’an’da: “Sur üfürüldüğü, kıyamet koptuğu zaman, kimsenin kimseye hısımlığı, dostluğu kalmaz, kişi kendi başının derdine düşer.” buyurdu.141

*


Dipnotlar
1. Fatih’in hocalarından ve Fatih Medresesi’nin en meşhur müderrislerinden Hatipzâde Muhyiddin Efendi, işte bu son bahsettiğimiz şair bilginin oğludur.
2. Ebû Dâvud, “İlim”, 1; İbni Mâce, “Mukaddime”, 17.
3. 23/Mü’minûn, 101.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et