3 Ramazan 1442 | 15 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Tasavvufta Önemli ve Hassas Bazı Noktalar



Ekim 1990

Müslümanların sahip olması gereken en önemli vasıflardan biri de “adalet”, yani “adil oluş”tur. O kadar ki isterse kendisinin veya ebeveyninin ya da akraba ve ehibbasının aleyhine bile olsa, haktan, doğruluktan, adaletten asla ve kat’a ayrılmayacak, gerçeği acı da olsa söyleyecek, zayıf da olsalar masumların, haklıların yanında yer alacak, haksızın ve zalimin karşısına dikilecektir. Hatta cihadın en üstünü, en sevaplısı, zalim sultanın karşısında hak sözü çatır çatır söylemektir ve mesela, mütekebbirin karşısında ezilip büzülmemek, bilakis onun haddini bilmesini sağlamak için karşılık ve ceza olarak tekebbür göstermek sadakadır.

Alimin en önemli vasfı da hakkı söylemek, gerçeği ketm etmemek, ilminin gereğini yapmaktır. Söylenecek yer gelmişken susan “şeytân-ı ahras”, yani dilsiz bir şeytandır. Kıyamet gününde böylelerine cehennem ateşinden gem takılacak ve öyle azaplandırılacaktır.

O halde olayların içinde yaşayanlar, iç yüzünü, perde arkasını iyi bilenler susmasın, gerçekleri söylesin, ilgilileri aydınlatsınlar, vebalde kalmasınlar, hakkı söyleyenlerin yanında yer alsınlar, zalimleri desteklemesinler ki Allah’ın gazabına uğramasınlar!

Cenâb-ı Hakk’ın rızasına, mârifetullah ve muhabbetullaha ulaşmak isteyen mâneviyat yolcusu mü’min, edebe son derece riayet etmek zorundadır. Çünkü edep yoksulu kişi, Rabbinin lütfundan mahrum kalır, kapıdan kovulur, esfel-i sâfilîne düşer. Bu sebepten tasavvuf kitaplarında bu konuya çok geniş yer verilmiş, önemine dikkat çekilmiş, ikaz olunmuştur.

“Edeb ma’a’llâh” = Allah’a karşı kulluk âdabı, “Edeb ma’a’r-resûl” = Resûlullah’a karşı ümmetlik âdabı, “Edeb ma’a’ş-şeyh” = şeyhine karşı müritlik âdabı, “Edeb ma’a’l-ihvan” = tarikat kardeşlerine karşı dostluk ve arkadaşlık âdabı gibi güzel, latif, zarif ve nezih edepleri sizler de bilmeli, öğrenmeli, uygulamalısınız; çünkü böylece hayatınız renklenir, ruhunuz rahatlar kalbiniz nurlanır, içiniz şenlenir. Bu yeni senenin sayılarında size bunları eskiye nazaran daha çok ve daha sık, demet demet sunmak istiyorum. Zira tarikatler yani irfan yolları tamamen âdab ve ahlâktan ibarettir; kuru bir dava, boş bir iddia, kılık ve kıyafet, şekil ve merasim sanılmasın.

Mânevî terbiye yolunun taliplerine en başta lâzım olan, ihlastır. Bu ihlastan sevgi, saygı, bağlılık, sebat, itaat, aşk, şevk ve gayret doğar. Bunlar olmadan ise mânevî terakkî asla tahakkuk etmez.

Onun için ihlasınızı çok dikkatli kontrol ve murakabe ediniz, ihlasınız herhangi bir sebeple zedelenmesin; niyetiniz fâsit bir duyguyla bozulmasın; nefsin ve şeytanın bir oyununa gelmeyin!

İhlas ve niyetin değişmesi ve bozulması nefis ve şeytandandır; daha derinlemesine söylemek gerekirse haram lokma yemekten, herhangi bir haram ve günahı irtikap etmektendir. Mesela, kişi dairede rüşvet almıştır veya işinde hile yapmıştır, kafası ve kalbi hemen kapkara kararır; gıybet, iftira, suizan ve dedikodu etmiştir, derhâl kötü bir hâle düşer, sevgisi, saygısı, feyzi hemen kesilir; harama bakmıştır, cezaya ve mahrumiyete der-akab ve derhâl mâruz kalır...

Her fennin bir ustası, her ilmin bir profesörü, her konunun bir mütehassısı, her karışık yolun bir kılavuzu vardır. Tasavvuf yolunda böyle kimseye mürşid-i kâmil denilir. Görülüyor ki insanoğlu, canı tehlikeye girince, hemen en iyi doktoru arıyor, Avrupalara, Amerikalara kadar gidiyor. Aynen bunun gibi mâneviyat yolunun da bilgili, görgülü, tecrübeli, alim, fazıl, kâmil, olgun bir kılavuzu mutlaka aranmalıdır; şairin dediği gibi: “Delilsiz gidilmez yollar yamandır.” Hatta böyle birini bulmak için mağripten, maşrıka dolaşmak şarttır ve gereklidir. Onu bulunca da ona tam teslim olmak icap eder; aksi halde menzil-i maksûda vusul asla mümkün olmaz.

Bir arif mürşid, tarikatte müritleri üçe ayırmış:

1. Mürîd-i mutlak. Bu, şeyhinin terbiyesine tam bağlanmış, iyi niyetli, temiz kalpli, gayretli, gerçek mürittir ki ihlası ve kabiliyeti derecesinde terakkî eder ve maksada ulaşır.

2. Mürîd-i mecâzî. Bu, gerçekte kendi aklının doğrultusunda ve nefsinin hevesi peşinde giden ama zahirde şeyhe tâbi imiş gibi görünen kimsedir; işi sadece lafta olduğu için “kâl dervişi” veya yeme, içme ve menfaat olduğu için “yal dervişi” diye de adlandırılır, yıllarca tekkede bekler, fakat ilerleyemez, yerinde sayar durur, belki gittikçe daha fazla ziyana ve hüsrana uğrar.

3. Mürîd-i mürted. Bu, dönek derviş demektir. Önce gelip mürşide bağlanıyor; ama sonra üstadından hoşuna gitmeyen bir muamele görünce veya canını sıkan bir söz işitince, ya da kendisine ağır gelen bir görev veya hikmetini anlayamadığı bir emir yüklenince sebatsızlık ve vefasızlık gösterip, hatta ileri geri konuşup, küstahlık ederek dönüp gidiyor. Böyle bir dervişe bütün mâneviyat kapıları kapanır, her nereye gitse dergâh-ı ilâhîye yol bulamaz; Allah korusun sû-i hâtime ile göçmesinden korkulur.

Allahu Teâlâ cümlemizi sevdiği yollardan, sevdiği huylardan, sevdiği kullardan –bir göz yumup açıncaya kadar bile– ayrı düşürmesin, rızası yolunda, habibinin sünneti izinde kaim, zikrinde, şükründe ve hüsn-i ibâdetinde daim eylesin, hüsn-i hâtime ile âhirete göçmeyi, cennetiyle, cemaliyle müşerref olmayı nasip buyursun! Âmîn bi-hürmeti seyyidi’l-mürselîne ve âlihî ecma’în.

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et