İyi bir müslüman olmak lazım. Bunun da en önemli şartı, en mühim şartı; faydalı bir kul olmaktır. Yani, bir adam dağın başına gitmiş, mağaranın içine girmiş, etliye sütlüye karışmıyor; elinde binlik bir tesbih, gece gündüz Allah’ı zikrediyor... İyi, güzel, Allah mübarek etsin, sevabı çok olsun ama İslâm’a göre en iyi müslüman; zikirle beraber müslümanların arasına katılıp, onların eza ve cefalarına ve cevirlerine de tahammül edip, müslümanlara faydalı işler yapan müslümandır.
“(Hayru’n-Nâs) İnsanların en hayırlısı, (enfeuhüm li’n-nâs) insanlara en faydalı olandır.”80 Bu herkesin bildiği bir konudur ama herkesin uyguladığı bir konu değildir. Herkesin uygulaması lazım, herkesin bu esasa göre hareket etmesi lazım! Yani, “Ben, hiç bir işe yaramaz, hiç bir işe karışmaz, ot gibi bir insan mıyım? Yoksa faydalı bir insan mıyım? Başkaları benden bir fayda görüyor mu, bir fayda hâsıl ediyor muyum? Yani müstahsil miyim, yoksa müstehlik miyim? Yani, hep yutucu muyum, yoksa ikram edici miyim?” diye herkesin düşünmesi lazım. İslâm’ın en büyük güzelliklerinden birisi de budur. İslâm, sosyal yönü tarif edilmeyecek kadar zengin, kuvvetli ve büyük olan bir dindir. İyi bir müslüman da başkalarına faydalı olan insandır.
Hz. Ali (kv.) Efendimiz buyurmuş ki: “Vallahi ömrümde kimseye iyilik de etmedim, kötülük de etmedim!”81 Şakacı bir insan Hz. Ali (kv.) efendimiz... Ne demek istiyor? Bir insan iyilik yaparsa kendisine yapar, kötülük yaparsa yine kendisine yapar...82 İyilik yaptığı zaman sevap kazanır; kötülük yaptığı zaman günah kazanır.
O bakımdan kul olmak lazım! Başkasına faydası dokunan, başkasına hizmet eden kul olmak lazım! Gümüşhaneli Hocamız, Câmi‘ü’l-usûl isimli tarikat kitabımızda diyor ki: “Bütün tarikatleri inceledim. Bütün tarikatlerde müşterek olan esas ‘hizmet’tir.” Yani, her tarikatin kendine göre ince farkları vardır ama bütün tarikatlerde ortak olan, müşterek olan nedir? ‘Hizmet’tir. Yani, derviş hizmet edecek! Sevap kazanmak için Allah’ın rızasını kazanmak için! Yol, hizmet yoludur. Hizmet edeceksin, kurda, kuşa, leyleğe, kediye, kuzuya, köpeğe, insana, insân-ı kâmile... Her şeye hizmet edeceksin! Hizmet ederse, izzet bulur insan...
Onun için hizmet edeceğiz. Faydalı olmanın yolunu arayacağız. Çeşme mi yapabiliriz? Köprü mü yapabiliriz? Çamuru mu yok edebiliriz? Yemek mi yedirebiliriz? Hastaya mı yardım edebiliriz? Yetime, yoksula, dula mı bakabiliriz? Etrafımızı böyle projektör gibi tarayacağız. Hizmet edeceğimiz yeri arayacağız, hizmet etmeye çalışacağız. Neden? Hizmet eden izzet buluyor, Allah’ın rızası öyle kazanılıyor; onun için...
Ubeydullâh-i Ahrâr (806-895 h.) Efendimizin bir sözü var: “Bizim için nafile ibadetten önemlidir hizmet!” Farz ibadet yapılacak tabii; namaz, oruç vs. Tamam ama hizmet, nafile ibadetten önemlidir. “Hizmet bahis konusu olduğu zaman, o alıştığımız, yapmakta olduğumuz nafile ibadeti bile terk eder; hizmete koşarız!” diyor. “Hani, ben burada ibadet edecektim; beklesin biraz!” demiyor yani. Hizmeti öne alıyor. Büyüklerimizin zihniyeti böyle... Kanadı kırık kuşları tedavi etmişler, onlara bile bakmışlar. Sosyal yönü gelişmiş olan, topluma faydası dokunan insandır iyi müslüman olan... Bencil olan değil, başkalarına faydası olandır.
“Müslümanların dertleriyle, müslümanların işleriyle ilgilenmeyen bizden değildir.”83 diyor Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)... “Komşusu aç yatarken, bu karnını doyurmuş yatarsa; o iyi müslüman değildir.”84 buyuruyor...
Bunun için biz iyi müslümanı; sosyal yönü gelişmiş, yani toplumun öteki fertlerine yardım yapabilen, hizmet götürebilen, faydalı olabilen; başka insanlar için bir şeyler yapabilen insan olarak görüyoruz. Yani, kâmil müslüman bu... “Kâmil müslüman, dağ başına çekilip de kendi başına, kendi yumağını saran değil, kendi sevabını kazanan değil; kâmil müslüman, insanların arasına girip de insanlara faydalı olan kimsedir.” diyor, bizim büyüklerimiz, çerçevemiz... Bizim görüşümüz, bizim altını çizdiğimiz şey; hadislerden, âyetlerden anladığımız dinin özü bu!
Allah (celle celâlüh) bize tevfîkini refîk eylesin; hayırları işlemeyi, Ümmet-i Muhammed’e faydalı olmayı nasip buyursun; huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak yüzü ak, alnı açık varmaya, cennetiyle, cemaliyle müşerref olmaya muvaffak eylesin. Âmîn bi hürmeti Seyyidi’l-mürselîn sallâllâhu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîmen kesirâ.
*