3 Ramazan 1442 | 15 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Avustralya’da İslâm



Nisan 1988

Uzun zamandan beri beni ısrarla ülkelerine çağırmakta olan değerli kardeşlerimin davetlerine icabet ederek Avustralya’ya geldim, iki-üç haftadır güneydeki Melbourne şehrindeyim. Bu yöreler iklim bakımından bizim Ege kıyılarımızı andırıyor. Yumuşak ve çabuk değişen bir hava, kâh güneşli, kâh bulutlu, kâh yağmurlu, kâh rüzgârlı; ama kışlarında bile kar ve don olmuyor. Hemen ekleyeyim ki Türkiye kış iken burası yazda; biz Yeşilköy’den uçağa kar yağarken binmiştik, Melbourne’de atletle dolaşılacak sıcaklarla karşılaştık. Arada dokuz saatlik bir zaman farkı var. Burada akşam olurken Türkiye’de sabah mesaisi yeni yeni başlıyor.

Buranın yöneticileri tabiat güzelliklerini korumaya çok önem veriyor, nükleer enerji kullanımına şiddetli muhalifler. Hava çok temiz, şehirler geniş sahalara yaydırılmış, evler bahçeli (burada çok katlı apartman daireleri makbul sayılmıyor, çok ucuz kiralı), sokaklar ferah, her taraf yeşillik. Nadide süs bitkileri ve tepeden tırnağa çiçekli ağaçlar dikkati çekiyor, kıyılar bizdeki gibi yağmalanıp kapanın elinde kalmamış; halka açık uzun sahiller, parklar, piknik yerleri, spor sahaları, yürüme ve koşma yolları olarak umumun istifadesine sunulmuştur. Halkın yaşlısı, genci, kadını, erkeği sağlığına çok düşkün, sabah akşam düzenli bir şekilde spor yapıyorlar. Gıda, et, süt, sebze ve meyve çok bol; yalnız burasını değil, İngiltere başta olmak üzere tüm diğer ülkeleri de besliyor. Burada, Türkiye’de mevcut olmayan garip sebzeler, hoş meyveler ve kuru yemişler görülüyor.

İnsan bölge haritasına ve çevredeki engin, mümbit arazilere, ormanlara, deniz kıyılarına, irili ufaklı sayısız adalara bakıp coğrafî keşiflerin Avrupa ülkelerine ne kadar büyük avantajlar sağladığını çok iyi anlıyor. Bu koca kıtanın tüm nüfusu 16 milyon kadar; büyüklüğüne göre tabiî çok az; onun için çoğalmaya çalışıyorlar, belirli ülkelerden, çok dikkatle seçip göçmen kabul ediyorlar. Bizim kardeşlerimiz de göçmen statüsüne göre buraya getirilmiş; çoğu madenlerde, fabrikalarda, çiftlik ve tarlalarda çalışıyor, küçük bir kısım özel iş kurabilmiş durumda. Birçok ülke gibi burada da idareye, sanayi ve kültür faaliyetlerine yahudi asıllılar hâkim olmuş. Amerikalılar ve Japonlar büyük yatırımlar yapıyorlar. Kıta, ilerisi için büyük istikbal vaat ediyor.

Tüm Avustralya’da takriben 250-300.000 kadar göçmen müslüman var, yerli İngiliz ve İskoç asıllılardan da tek tük İslâm’ı seçenler olmuş. Balkanlar’dan müslüman Boşnak, Arnavut, Bulgar ve Sırp bu asrın başlarında çok gelmiş; geçen asırda da Afganistan ve Hindistan’dan bazı müslüman gruplar getirilmişler. Tüm Türkler 120-130.000 olarak tahmin ediliyor. Muhtelif şehirlere dağılmış durumdadırlar, Melbourne’de 40-50.000 kadar var. Birtakım dernekler kurup cami ve mescitler tesis etmişler. Ama genel çoğunluk dininden habersiz kalmış, onların çocukları ya hiç Türkçe bilmiyor ya da zorlukla konuşma ve anlama durumundalar. Gerekli kültür ve eğitim çalışmaları yapılmazsa eriyip kaybolacaklar. Dinimizin ve camilerin bizi korumakta ne kadar önemli ve faydalı olduğu burada açıkça görülüyor.

İslâm’ı yaşamak isteyen kardeşler serbest, üzerlerinde herhangi bir baskı veya yadırgama yok, hatta ilgi bile görüyorlar, istediklerini giyinip sarık, cübbe, sakal, şalvar ile dolaşabiliyor, kimse kimseye din yönünden sataşıp yasaklamaya kalkışmıyor. Bu bakımdan Türkiyemiz’deki ilerici gerici, aydın yobaz, sakal başörtü, tesettür türban münakaşalarını hatırladıkça insan, bizdeki ilericilerin aslında medeniyetten ve insan hakları anlayışından ne kadar uzak ve çağdan ne kadar geri olduğunu anlayıp esef ediyor. Allah akıl, fikir ihsan edip ıslah eylesin.

Kanaatimce Avustralya ve tüm diğer Asya ülkeleri biz müslümanlar ve Türkler için en az Amerika ve Avrupa kadar önemli; bu yöreler ile kültürel ve ekonomik ilgi ve bağlarımızı artırmak bize çok büyük faydalar sağlayacak ve güç kazandıracaktır. Dünyanın bu yeni yörelerini asla ihmal etmemeliyiz.

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et