30 Şaban 1442 | 12 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İdeal Yol

Ahlâk ve Din Görevlileri



Yazının kısmî değişikliklerle yayımlanmış bir versiyonu için bk. Diyanet Gazetesi, sy. 193 (15 Temmuz 1978), s. 4.

Ahlâk, hayatta izlenmesi gereken hareket tarzlarının kaidelerini anlatır. Bu yüzden onu, “Beşer hayatının tanzimi ve idaresi ilmidir.” diye tarif edenler olmuştur; “Hürriyetlerimizi iyi ve güzel kullanma ilmidir.” veya “Hayırlı olma sanatıdır.” şeklinde anlatanlar da vardır.

Sevgili Peygamberimiz (salât ve selam ona!) “Ben, ahlâk güzellik ve yüceliklerini tamamlamak üzere gönderildim.”106 buyurmakla ahlâkın önemini belirtmiş ve İslâm dininin başlıca gayelerinden birinin de ahlâkı güzelleştirmek olduğunu göstermiştir.

En eski çağlardan günümüze kadar her insan cemiyetinde mutlaka bir ahlâk sistemi var olmuştur; tarih ve sosyoloji, bu gerçeği ortaya koyuyor. Merhum Profesör M. Karasan da Bergson’un, Ahlâk ve Dînin İki Kaynağı adlı eserinin Türkçe tercümesi mukaddimesinde şöyle söylüyor:107

“Her cemiyet bir canlıdır, bir uzviyettir; her uzviyet ise bir organizasyon ve koordinasyondur. (Düzen, teşkilat, iş birliği ve iş bölümüdür.) Bu ise disiplinsiz olamaz. Bu yüzden her cemiyet için mutlaka bir ahlâk edinmek, lazım ve zaruridir.”

Görülüyor ki ahlâk, cemiyet halinde yaşamanın vazgeçilmez bir şartı ve gereğidir. Cemiyette ahlâk bozulunca, “organizasyon ve koordinasyon” aksar ve kaçınılmaz netice olarak cemiyet anarşi ve çatışmalar içine sürüklenir.

O halde ülkemizi yükseltmek ve ilerletmek için muhakkak ahlâka sarılmak mecburiyetindeyiz. Çünkü ispat edilmiştir ki sadece ilmî ve mesleki maharet ile diğer malî ve maddî şartlar kalkınma için kâfi gelemiyor. Ahlâkî kusur ve zaaflar, her sahadaki ilerlemeyi ve başarıyı engelliyor, dolayısıyla büyük zararlara yol açıyor. Mesela tembellik, bencillik, hırs, kin, intikam duygusu, inat, menfaatperestlik, rüşvet alma, iltimas etme, şantaj, sabotaj, kişilerin görev, makam ve salahiyetlerini kötüye kullanmaları, kibir, kendini beğenmişlik... gibi hususlar ve kötü huylar, en iyi bir elemanı, birinci sınıf bir ilim adamı veya araştırıcıyı, en kabiliyetli bir idareciyi bile, ülkesi ve milleti için zararlı çalışmalara veya yönlere sürükleyebiliyor. O halde her sahadaki vatandaşı: Köylüyü, işçiyi, memuru, esnafı, tüccarı, sanatkârı, siyasetçiyi, talebeyi, öğretmeni... ahlâklı olarak yetiştirmek, çok önemli ve çok acil bir vatan borcudur.

Fakat bu nasıl sağlanacaktır?

Nasıl olacak da fertlere iyilik ve fazilet duyguları, yurt sevgisi, milletine bağlılık, insan kıymeti bilme, yardımseverlik, diğergâmlık, hakikate bağlılık, hakkı kabul, dürüstlük, namusluluk, vazifeşinaslık, çalışkanlık, sebat, fedakârlık, cesaret, sabır ve tahammül... gibi yüce vasıflar ve ahlâkı öğretip benimseteceğiz?

Mâlumdur ki sadece “Ahlâklı ol!” demekle insanları ahlâklı yapmak mümkün değildir. Ahlâk bu kadar kolayca tesis ve temin edilemez; nazlı ve nadir bir çiçek gibi itinalı bakım ister. Onu besleyen bazı kökler ve birtakım unsurlar vardır ki bunlar kesilirse ahlâk derhal bozulur, canlılığını hemen kaybeder.

İşte burada, ahlâkın kökleri, kaynakları nelerdir, onu neler ve nasıl güçlendirir, sorusuna ulaşmış oluyoruz.

Hemen belirtelim ki bütün akl-ı selîm sahiplerinin kabul ettiği üzere, ahlâkın en başta gelen kaynağı dindir.

Şarkta ve Garpta, tarih boyunca dinsiz ahlâk isteyenler olmuş fakat bu istek tatbikatta müspet sonuç vermemiştir. Çünkü din dışı ahlâk, müessir bir “müeyyide”den mahrumdur, temelsiz ve köksüzdür.

Sevgili Türkiyemiz’de de bazı kimseler, sosyolojik gerçeklere ve ilme aykırı bir zihniyetle ahlâkı, yüce dinimizden ayırmaya ve din dışı, materyalist ve inkârcı temellere oturtmaya çalışmıştır. Eğitim ve matbuat sahasında maalesef bazı taraftarları da olan bu yanlış ve zararlı tutum ve teşebbüs, tatbikatta bazı zümre ve gençlerin dindarlıktan uzak yetişmelerini sağlamış fakat ahlâklı yetiştirmeye kâfi gelememiştir. Günümüzdeki bunalım ve kargaşalıkların temelinde bu ters zihniyet yatmaktadır. Yıllar öncesi bu gerçeği büyük bir açıklıkla sezmiş ve görmüş olan milli şairimiz merhum Mehmed Âkif, bu sebeple şöyle haykırmaktadır:

Oyuncak sanmayın, ahlâk-ı millî rûh-ı millîdir.

Onun iflası en korkunç ölümdür, mevt-i küllîdir.108

Ahlâkın en güçlü kaynağı din olduğuna göre, ahlâk eğitiminde en büyük sorumluluk da yine din görevlilerine ve samimi dindarlara düşmektedir. Bu, onların hem dinî, hem de milli görevleridir. Kur’an kursu hocası, vaiz, imam, müezzin, müftü vesaire dinî meslek erbabı ile bütün aydın müslümanlar, yaşayış ve faaliyetlerini, bu açıdan bakarak yeniden düzenlemeli; hâlen olduğundan daha aktif ve müessir çalışma sahaları ve metotları bulup geliştirerek, yurt çapında ahlâk eğitimine katkıda bulunmalı; ailenin ve mektebin yanındaki yerini ve rolünü almalıdır. Kalkınmamız ve dolayısıyla istikbalimiz buna bağlıdır.

Bu yolda sorumluluklarını bilen ve gayretini esirgemeyenlere başarılar, sevgiler ve saygılar!

*


Dipnotlar
1. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den nakledilen hadis için bk. Mâlik, “Hüsnü’l-hulk”, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 381, hadis no: 8939; Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 104, hadis no: 273; Hâkim, II, 670, hadis no: 4221; Kudâ’î, Müsnedü’ş-Şihâb, II, 192, hadis no: 1165; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, X, 191.
2. Bergson, Ahlâk ile Dinin İki Kaynağı, s. VII.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et