7 Cemaziyelahir 1442 | 20 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri

Acayip Tezatlar



Ocak 1993

Elhamdülillah müslümanız, halk olarak elimizden geldiği kadar müslümanca yaşamaya, ibadet ve taatlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Bendeniz 1971’de yedek subay okulunda iken 1412 tane okumuş, yüksek tahsilli subay adayının üçte ikisi oruç tutuyordu, şimdi nispet muhakkak ki daha da artmıştır. Özellikle gençler arasında İslâmî şuur gittikçe yaygınlaşıyor ve kuvvetleniyor. Gittiğim her belde ve şehirde çok kalabalık özel toplantılar yapıyoruz, evlere sığılmıyor, salonlar dar geliyor, fevkalade kaliteli insanlar ile karşılaşıyor, sevinip hamd ü şükürler ediyoruz.

Tabii şeytan da boş durmuyor; müslümanı kandırmaya, hak yoldan ayırmaya, günaha sokmaya, Allah’ın rızasından uzak düşürmeye, rahmet-i ilâhiyeden mahrum etmeye... var gücüyle çalışıyor. Müslümanların bir kısmı cahillikten, dinimizin emir ve yasaklarını iyi öğrenmediğinden; bir diğer kısmı da bildiği halde, nefsine hâkim olamadığından acayip ve garaip işler yapıyor, abuk sabuk sözler söylüyor, şeytana uyup günah işliyor, harama dalıyor, zulüm yapıyor, İslâm ahlâkına uymayacak davranışlarda bulunuyor, tezatlara düşüyor.

Mesela: Zengin, varlıklı, akıllı, uslu, derviş, hacca gitmiş bir hanım kalkıyor, vefat eden kocasının mirasının paylaşılması esnasında, “Ben şeriatın taksimine razı olamam, malları şimdiki, modern usule göre bölün!” diyor, eline biraz daha çok mal geçecek diye, haramı, günahı, dine aykırı işi tercih edebiliyor!

Mesela: Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımlarına pek güzel muamele eylemiş, hepsinin hukukuna son derece titizlikle riayet etmiş, hiç kötü söz, incitici iş yapmamış, onları hiç dövmemiş... iken; “Sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en hayırlı davrananlarınızdır.”,72 “Hanımlarınızı gündüz hayvan döver gibi dövüp de gece yanında yatıp zevciyet muamelesine kalkışmanız hiç yakışık almaz.”,73 “Onları dövmeyiniz, yüzüne karşı kötülemeyiniz. Yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinizden onlara da giydirin.”,74 “Erkeğin evine getirdiği sadakadır ve mükâfatı, bire yedi yüzdür.”,75 “Kocanın, karısının ağzına bir lokma ikram edivermesi bile sadakadır.”76 gibi yüzlerce, binlerce hadîs-i şerîf var iken karılarını kıyasıya döven, kanlarını duvarlara sıçratan, kafasını dolaplara tak tak vurduran... Müslüman, hacı, tarikat ehli insanlar işitiyoruz. Bu ne biçim Müslümanlık; ne biçim dervişlik! Bunlar Allah’tan korkmaz, kıyamet gününe, mahkeme-i kübrâya inanmazlar mı? Allah’ın bir gün mazlumun ahını zalimden mutlaka alacağını duymamışlar mı?

Mesela: Öyle kaynanalar duyuyoruz ki çocuğunu, geline karşı “Vur evladım vur.” diye teşvik ediyor, ayırmak isteyenlere karşı, “Siz karışmayın, bırakın dövsün.” diyorlarmış.

Öyle kaynanalar duyuyoruz ki gelini, maşaallah dindar, Kur’an Kursu hocası; fakat kaynana yine de beğenmiyor: “Oğlum bunu boşa, ben sana uygun tahsilli, güzel başka hanım bulurum.” diyormuş.

Halbuki Kur’an tahsillerin en kıymetlisi, en yükseğidir. Peygamber Efendimiz: “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve başkalarına da öğretendir.”77 buyurmuş. Buna göre: Doktor olan oğlu değil, Kur’ân-ı Kerîm’i bilen gelini daha yüksek tahsilli demektir. Hem yaşlı bir müslüman kadın, şeytanın en çok sevdiği şey olan yuva yıkmayı, karı kocayı birbirinden ayırmayı, torunları analı babalı iken öksüz bırakmayı nasıl isteyebilir akıl almıyor.

Yine öyle dünürler duyuyoruz ki gelini alırken binbir vaatte bulunuyor, “Oğluma ayrı ev açacağım.” diyor, sonra düğün olup gelin eve gelince vaadinde durmuyor. Halbuki Allah (celle celâlüh) Kur’ân-ı Kerîm’de: “Ahit ve anlaşma mesuliyetlidir.”78 buyuruyor, ahdini yerine getirmeyenin sorgu ve suale mâruz kalacağını, cezaya çarptırılacağını bildiriyor. Müslüman yalan söyler mi, ahdinden döner mi, vaadini çiğner mi?

Bu misaller gösteriyor ki lafla müslüman olmak yetmiyor; ibadet kadar muamelât da önemli! Allah’tan korkmak, ahlâkı düzeltmek, nefsi iyi terbiye eylemek, insanlarla iyi muaşeret ve muameleye çok gayret etmek, kimsenin ahını almamak, şeytanın tuzaklarına düşmemek için çok dikkatli ve müteyakkız olmak, imtihanı kaybetmemeye çalışmak, iki günlük dünya hayatı ve beş para etmez dünya menfaati uğruna âhireti zarara uğratmamak, ebedî saadeti elden kaçırmamak lazım. Allah hepimizin yardımcısı olsun, hakkı hak olarak göstersin, îfâ ettirsin, batılı batıl olarak göstersin, ondan korunmayı ve sakınmayı nasip eylesin!

*


Dipnotlar
1. Hz. Âişe’den (r.anhâ) nakledilen rivayet için bk. Tirmizî, “Menâkıb”, 64, hadis no: 3895; Dârimî, “Nikâh”, 55, hadis no: 2260; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, VI, 187, hadis no: 6145; İbni Hibbân, IX, 484, hadis no: 4177.
2. Abdullah b. Zem’a’dan (ra.) nakledilen rivayet için bk. Buhârî, “Edeb”, 43; Müslim, “Cennet”, 49; Tirmizî, “Tefsîru’l-Kur’ân”, 79, hadis no: 3343; Ahmed b. Hanbel, IV, 17, hadis no: 16267.
3. Mu’âviye b. Hayde el-Kuşeyrî’den nakledilen rivayet için bk. Ebû Dâvûd, “Nikâh”, 41, hadis no: 2142-2144; İbni Mâce, “Nikâh”, 3, hadis no: 1850; Ahmed b. Hanbel, IV, 447, hadis no: 20027; V, 3, 5, hadis no: 20039, 20042, 20057; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsa
4. Sa’d b. Ebî Vakkâs’tan (ra.) nakledilen rivayet için bk. Mâlik, “Vasiyet”, 4; Buhârî, “Îmân”, 39; “Cenâiz”, 35; “Merdâ”, 16; “De‘avât”, 42; Dârimî, “Vasâyâ”, 7, hadis no: 3196.
5. Osman b. Affân’dan (ra.) nakledilen hadis için bk. Buhârî, “Fedâ’ilü’l-Kur’ân”, 21; Ebû Dâvûd, “Sücûd”, 14, hadis no: 1452; Tirmizî, “Fedâ’ilü’l-Kur’ân”, 15, hadis no: 2907-2908; Tayâlisî, s. 13, hadis no: 73; Ahmed b. Hanbel, I, 58, 69, hadis no: 412, 50
6. 17/İsrâ, 34.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et