29 Şaban 1442 | 11 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Himmeti Yüce Tutmak



Kasım 1984

“İnsanın kıymeti himmetiyle mütenasiptir.”, yani: Gayesi ne kadar yüksek, tasarladığı hayrı ne kadar geniş ve şümullü ise; makbul ve muteber bir hedefe müteveccih mesaisi, çalışma ve gayreti ne kadar çok ise değeri de o kadar fazla olur. Hz. Ali Efendimiz (kerremallahu vecheh), “Himmetin yüksek olması imandandır.”24 buyurmuş. Demek ki bütün gücümüzle hayra yönelmeli, tembellik ve lakaytlıktan şiddetle sakınmalıyız. Bu bizim imanımızın vazgeçilmez gereğidir.

Asil dinimizin emirlerinden pek çoğu bizi, diğer insanlara faydalı olmaya, muhtaçlara yardım etmeye, halka halka muhitimizdekilere yakın alâka göstermeye sevk eder; vurdumduymazlığı men ve reddeder. Bizler, “Kâfirlere karşı metin ve şiddetli, kendi aralarında birbirlerine şefkatli, merhametli ve muhabbetli”25 diye övülmüş bir ümmetiz.

Ecdâd-ı izâmımız asırlar boyu yüksek himmet ve gayretle çalışmış, İslâm için emsalsiz fedakârlıklarda bulunmuş, malını ümmete hizmet için bezletmiş; yeri gelince imanı için canını seve seve vermiştir. Muhitinize bakınız. Ulu camiler, tekkeler, mektep ve medreseler, hanlar, kervansaraylar, su yolları, çeşmeler, köprüler, kütüphaneler, hastahaneler ve daha nice hayır eserleri ve vakıflar... ki ecdad bize emanet bırakmış.

Şimdi nöbet bize geldi, sıra bizde muhterem kardeşlerim. Hepimiz ciddi ve ağır bir mesuliyet altında bulunuyoruz. Büyüklü küçüklü düşman devletlerinin, mütecaviz hasım ideolojilerin tehdidi karşısındayız; bin bir sinsi tuzak ve desiseye mâruz ve ateş çemberleriyle çevrili durumdayız. Allah’tan (cc.) gayrı dostumuz yok. Üzerimizde soğuk, yanı başımızda sıcak harp devam edip duruyor.

Bunca hayati ve elim hadise karşısında yan gelip yatmak, nefsanî ve şeytanî zevklere dalmak, aheste aheste geviş getirmek insanlığa, İslâmlığa yakışmaz. Birlik ve beraberliği mutlaka sağlamalı, olağanüstü bir gayretle çalışmalıyız, içinde bulunduğumuz çetin ve zor şartlardan, büyük bir aşk ve şevk ile tarihi bir hamle yaparak sıyrılabiliriz.

Cimri, bencil, zevkperest ve gafil olmayın.

Himmetinizi yüce tutun.

Mesainizin bir kısmını dine hizmete ayırmanın çok mühim bir vecibe olduğunu asla hatırdan çıkarmayın ki iki cihanda yüzünüz ak, alnınız açık olsun.

*


Dipnotlar
1. Bk. İsmâ’îl Hakkı Burusevî, Rûhu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân (59/Lokman, 30; 91/Sebe, 23. âyetlerinin tefsirinde).
2. 48/Fetih, 29.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et