15 Recep 1442 | 27 Şubat 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Zor İşlerin Çare ve Tedbirleri



Aralık 1995

Dünyada, büyük kâr ve menfaatleri takip eden, elinde tutan gruplar ve şebekeler vardır. Bunlar kanun, hak, insaf, merhamet tanımazlar; kârlı işlere sahip olmak veya onları ellerinden kaçırmamak için her şeyi yapabilirler. Harp, isyan, karışıklık, fitne, fesat çıkarır; masum, cahil ve gafil insanları birbirine kırdırır, ortalığı birbirine katarlar; suikast ve sabotaj yapar, hükümet devirir, adam öldürür, rüşvet verir, ne yapar yapar isteklerine ulaşmaya çalışırlar.

Bu gaddar şebekeler büyük devletlerin yönetimlerini elde etmiş, ordularına hâkim olmuşlardır; küçük devletlere ve zayıf yönetimlere baskı yaparak işlerini tepeden yürütürler. Onun için birçok ülkede, hürriyet, demokrasi, sosyal adalet, insan hakları vs. birer rüya, masal ve yalandan ibarettir; halkların galeyanlarını söndürmek ve onları avutup oyalamak içindir. Hoş, halk gerçekleri görse ve harekete geçse ne olacak! Yine bir bahane bulur, onları bastırır ve sustururlar. Bunu da genellikle lider ve önder durumundaki adamları rüşvetler veya tehditlerle ikna ederek yaparlar; olmazsa harp çıkarır o halkı perişan ederler.

Çare nedir?

Çareyi ilim erbabı bilir ve bulur; halkların onlara kulak vermesi, onların etrafında kenetlenmesi lâzımdır; mazlum ve mağdur milletler birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalıdır. Çünkü zor oyunu bozar, bu hainler azınlıkta olduklarından geniş kitlelerin önünde doğrudan doğruya duramazlar; siyasetleri ancak parçalamak, bölmek, küçültmek, birbirine düşürmek, sonra da kâh o tarafı, kâh bu tarafı tutarak aradan işlerini sıyırıp çıkarmak, büyük menfaatlerini elden kaçırmamaktır.

Demek ki halklar, karşılarına çıkıp, onların gönüllerini alıcı, tatlı tatlı konuşan, bol keseden vaat eden kurnaz tilkileri tanımak, anlamak, onlara kanmamak mecburiyetindedirler.

Halk dostunu düşmanından mutlaka ayırabilmelidir; karşısındakilerin mâzîsini, soyunu, sopunu, eski huy ve sabıkalarını iyice araştırmalıdır; pilavın içindeki beyaz taştan son derece dikkatle sakınmalıdır, yoksa dişi kırılır, lokması zehir olur, gıda yerine hava cıva alır.

Halk hırsızları iyi takip etmeli, yolsuzlukların peşini bırakmamalıdır. Kurda kuzu teslim edilir mi? Hırsız, kasaya kasadar olarak oturtulur mu? Haramîye mevki, makam verilir mi? Katil ve anarşiste can teslim edilir mi? Sahtekâr, hâkim, savcı, hakem yapılır mı? Ehliyetsize cihaz emanet olunur mu? Cahil ve gafil söz ve salahiyet sahibi kılınır mı?

Halk, özü başka, sözü başka insanları fark etmelidir; şatafatlı lafa değil, işe bakmalı; işin ve çalışmanın sonucunu değerlendirmelidir; suyu getirenle, testiyi kıranı bir tutmamalıdır; kendisine güzel hizmet etmiş olana minnettar kalmalı, onu tutmalı ve desteklemelidir; çalımı yutmamalı, topu tutmalıdır; bir kere aldandıysa, bir daha asla aldanmamalıdır.

Her derdin dermanı vardır, Allahu Teâlâ hastalığı indirdiği gibi şifasını da indirmiştir; her problem Allah’ın yardımıyla çözülebilir. Ümitsizliğe düşmek haramdır, çalışmak bir borç, bir ödev ve görevdir. Çalışılınca güzel sonuç alınabilir. Kul tedbir alır, Rab takdir eder; isteyene istediğini verir, dua edenin duasını kabul eder, uğrunda fedakârca çalışanları selamete çıkarır, hidayete mazhar eder, sa’âdet-i dâreyne erdirir. Çünkü erhamü’r-râhimîn ve ahkemü’l-hâkimîndir, celle celâlüh ve amme nevâlüh ve lâ ilâhe gayrüh.

Takva ehli olur ve sabr ü sebât ederseniz, kâfirlerin hileleri, tuzakları, mekr ü keydleri size asla zarar vermez.

Sabr ü salâhla Allah’tan yardım isteyiniz!

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et