15 Cemaziyelahir 1442 | 28 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İdeal Yol

İslâm’da Yaşama Hakkı



İslâm’da, mü’min, birçok hak ve görevlerle yükümlüdür. Onları gereği üzere gözetmekle sorumludur. Müslümanın bir yönden yüce yaratıcısına karşı yerine getireceği kulluk görevleri, ibadetleri, öteki yönden anne ve babasına, yakınlarına, yoksullara, yetimlere ve birlikte yaşadığı bütün insanlara karşı yaptığı davranışları kişiliğinin temelidir. Görüldüğü gibi bu anlam içinde, insan hakları, müslümanın sorumluluğuna verilmiş, onun kulluğunun gereği olmuştur.

Yaşamak, her varlığın, her insanın tabii bir hakkı olduğundan canlının ilk işi, varlığını devam ettirmek için bütün gücüyle çalışmasıdır. Yaşayışı güven içinde bulunmayan bir insanın daima üzüntülü olması bundandır. İnsanlığın yaratılışına ve tabiatına uygun olan İslâm, fertler için tabii olan bu hakkı önemle korumuştur. Dinimize göre hayat, şânı yüce yaratıcının insana ihsanıdır, hiç kimse, Allah’ın iradesi dışında ona sahip olamaz. Bu konuda yüce Allah celle celâlüh: “Doğrusu dirilten ve öldüren Biziz; hepsinin gerisinde de Biz kalırız.”48 diğer bir âyet-i kerîmede ise: “Doğrusu Biz diriltiriz, Biz öldürürüz, dönüş bizedir.”49 buyuruyor. Toplumun yararına ve yaşayanların hayatını korumak için kişilerden yaşama hakkını kaldırmak yalnız devlete verilmiştir. Haksız yere bir insanın hayatına saldırmak, bütün topluma yapılmış saldırmadır. Bir insanın hakkını vererek, onu ölümden kurtarmak, bütün toplumu hayata kavuşturmaktır. Yüce Allah celle celâlüh bu konuda mealen şöyle buyuruyor: “Kim bir kimseyi, bir kimseye veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse, ölümden kurtarırsa, bütün insanları diriltmiş gibi olur.”50

Yüce dinimize göre, kişinin yaşama hakkına saldıran bir adam, bunun cezasını kendi hakkından yoksun bırakılmak suretiyle görecektir. İslâm’da hayata tecavüz, nasıl en kötü bir cürüm, büyük bir günah ise hayat ile ilgili olan haklara saldırmak da böyledir. Her insanın maddî hayatı gibi mânevî hayatı olan ırz, namus, şeref, haysiyeti de her türlü saldırıdan korunmuş birer mukaddes haktır.

İslâm yaşama hakkının korunmasında ve onunla ilgili hususlarda birçok esaslar koymuştur. Bunların başında haksız yere insan öldürmek gelir. Bu kesin surette yasaklanmıştır, haramdır, büyük günahlardandır.

*


Dipnotlar
1. 15/Hicr, 23.
2. 50/Kâf, 43.
3. 5/Mâide, 43.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et