1 Ramazan 1442 | 13 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri

Düşmana Karşı Uyanık ve Hazırlıklı Olmak



İlim ve Sanat, VI, 34 (1993)

1993 yılının Türkiyemiz’e ve tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini, fütûhât ve füyûzâta vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ve temenni ederim.

Yüzyılın bizim için “parlak bir gelişme”, parçalanmış ve esir düşmüş ülke, ırkdaş ve dindaşlarımızın “kurtulma ve birleşme” çağı olacağı, bugünlerde gazetelerde, konferans ve konuşmalarda çok sık ifade ediliyor. Bu güzel bir temenni ve ideal; fakat zor ele geçecek bir amaç! Bunun için çok ciddi, uzun ve meşakkatli çalışmalar yapmak gerekiyor. Bilim ve tekniğe tam mânasıyla sahip olamaz; gereken tedbirleri tam zamanında ve büyük bir feraset ve basiretle alıp uygulayamazsak bu amaca ulaşamayız; aksine hem Türkiye hem de tüm İslâm âlemi olarak çok büyük maddî ve mânevî kayıplara mâruz kalabilir, can ve mal, toprak ve istiklal kaybedebiliriz.

Çünkü bize büyük ümit ve şevk veren bu olumlu ihtimal ve potansiyelleri, Türkiye’nin ve İslâm âleminin tarihî düşmanları da görüp kendileri açısından endişelenmekte ve var güçleri ile menfî ve aleyhte çalışmalar yaparak buna engel olmaya, sonucu kendi lehlerine çevirmeye gayret göstermektedir.

Zaman fevkalade önemli ve çok kritiktir. Hem ülkemizi, hem de tüm İslâm âlemini samimi olarak düşünen ve seven, beka ve selametini candan isteyen her bilim ve din adamına, her sahadaki uzman ve mütehassıs münevvere şu sıralarda çok büyük ödev, görev ve sorumluluklar düşmektedir.

İyi bir müslüman olarak, her şeyden önce dışta ve içte cereyan eden olayları çok iyi takip etmeli ve doğru değerlendirmeliyiz. Olayların arkasında bulunan asıl güçleri, bunların gizli maksatlarını ve amaçlarını tam anlamalı; kimin gerçek dost, kimin asıl düşman olduğunu net olarak ortaya çıkarmalı, onların plan ve projelerine, taktik ve stratejilerine tam vâkıf olmalı; karşı plan ve projeler, taktik ve stratejiler tespit etmeliyiz.

Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu ve Orta Asya’nın bazı kısımlarında sıcak savaş, bazı kısımlarında terör, bazı kısımlarında baskı ve gerginlik vardır. Bunlar bizimle ve amaçlarımızla doğrudan veya dolaylı olarak yakından ilgili bulunuyor.

Ermenistan ve Gürcistan, bizim Kafkasya ve Orta Asya ile ulaşım ve ilişkilerimizi engellemekte ve doğumuzda toprak bütünlüğümüze bile göz diken ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ermenistan’ın arkasında birinci planda Amerika, Fransa ve Rusya vardır.

Balkanlar da bizim Avrupa bağlantımızı ve ulaşımımızı engelliyor. Oradaki kardeşlerimiz Avrupa ülkelerinin çifte standartlı zihniyetleriyle Sırp’ın vahşetine terk edilmiştir. Kilise ve Batı ülkeleri, Balkanlar’dan tüm müslümanları silip çıkarma emelini Sırplar’a uygulatıyor; bizim onlara yardımımıza, çeşitli entrika, oyalama ve ambargolarla mâni oluyor. Her şeye rağmen, Bosna-Hersek, Sancak, Kosova, Makedonya ve Arnavutluğa yardım etmek boynumuzun borcu ve milli menfaatlerimizin vazgeçilmez gereği olarak karşımızda durmaktadır.

Ortadoğu, emperyalist oyunlarla iyice karıştırılmış, bölgeye Batılı ve Amerikan askerî güçler bulaştırılıp yerleştirilmiş, Kürt Devleti problemi canlandırılmış, Suriye, Irak ve İran ile aramızdaki çeşitli bölgesel meseleler, husumet konusu yapılmış, birbirimizle çatışma noktasına kadar gelebilecek zemin hazırlanmıştır.

Yunanistan, Batı ülkelerince bize karşı daima şımartılmış, Kıbrıs konusu Birleşmiş Milletler Teşkilatı kararlarıyla aleyhimize döndürülmüş, savaş sebebi olacak bir çıbanbaşı haline getirilmiştir.

NATO ve VARŞOVA gibi askerî-siyasî paktlar eski hedef ve anlamlarını kaybetmiş, boşlukta kalmıştır. Fakat Amerika ve Avrupa’nın sözü geçen siyasî merkezleri şimdi bunların karşısına İslâm’ı ve müslüman ülkeleri ikâme etme çalışmasını yapıyor; Doğu-Batı, Komünist-Kapitalist blokları yerine hıristiyan/yahudi kuzey-müslüman güney kamplaşmasını hazırlıyor. Batı’nın hedefi şimdi, Moskova değil, Mekke olmak durumunda.

Türkiye’nin ekonomik, politik, askerî ve kültürel yönlerden toparlanıp Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya ve sair İslâm ülkelerinin lideri durumuna gelmesi, eski Osmanlı’nın canlanması ihtimali, Kilise ve Havra’yı, Kapitalist Blok ile Rusya’yı şiddetle endişelendirmekte ve Türkiye karşısında birbirlerine yaklaştırmaktadır.

Son zamanlarda Türkiye’nin de içine gireceği bir savaştan çok bahsediliyor. Bunları hafife almamız doğru olmaz; çünkü hem ciddi dış kaynaklar, hem de önemli iç mercîler bu konudaki endişelerini ifade ediyorlar. O halde şahsen ve devlet olarak hepimize böyle bir savaşın çıkmaması için her türlü ön girişimi yapmak; bir yandan da sanki çıkacakmış gibi her türlü tedbiri almak, her çeşit hazırlığı yapmak düşüyor. “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salâh.”

Allah celle celâlüh muînimiz olsun, tevfîkini bizlere daima refîk eylesin, dünyada da âhirette de yüzümüzü ak eylesin, nusretiyle bizleri teyit ve takviye buyursun. Âmîn, bi-hürmeti habîbihî Muhammedin ve âlihî ecma’în.

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et