6 Cemaziyelahir 1442 | 19 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Bir Parti ve Biz



Temmuz 1990

Elhamdülillâhi rabbi’l-âlemîn ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve men tebi’ahum bi-ihsânin ecma’în ve lâ udvâne illâ alâ’z-zâlimîn.

Mâlum bir partinin sorumlu üst yöneticileri hakkında, bana sorulan sorular üzerine yaptığım zorunlu açıklamaların, haftalık bir dergi tarafından ele geçirilip neşredilmesi basında çok geniş yankılar uyandırdı. Üzgünüm, Allah, haberi onlara iletenlerden hesap sorsun. Çünkü konuşmalar, meclislerdeki emanetlerdir, onları başkalarına izinsiz açanlar, emanete hıyanet etmiş olurlar.

Ama hayret ettim, her kesimden, bildiğim, bilmediğim insanlar ziyaretime geldi, fikir ve tespitlerime katıldıklarını, beni desteklediklerini bildirdiler. Parti ile ilgili, kardeşlerimden bazı tenkit ve endişe izhar edenler; iyi niyetle, ara bulmaya çalışanlar da oldu. Herhalde bilmediğim yerlerde aleyhime konuşanlar da olmuştur. Normal karşılarım.

Çünkü bir insan bir iş yapınca, onu beğenenler de tenkit edenler de çıkabilir. Bizce mühim olan Allahu Teâlâ’nın beğenmesi ve razı olmasıdır. İnsanlar içinde de Allah dostu, takva sahibi, ilim ve irfan erbabının beğenmesi değer ve önem taşır; konuyu bilmeyenler, işin iç yüzüne vâkıf olmayan, çizmeden yukarıya çıkan; gıybete, dedikoduya, yalana, iftiraya sapan, ters ve yanlış konuşanlar ise birçok vizr ü vebâl ve günah yüklenir, âhirette hesaba çekilir, cezalarını görürler.

Bizim mâlum İslâmcı siyasî harekete katkımız çok büyüktür; buna rağmen partiyi yöneten bazı mesullerin, dostlukla bağdaşmayan, kardeşliğe ve ortaklığa sığmayan, İslâm’ın yüce ahlâkına, tasavvufun ince âdabına, ahde vefaya, iyiliğe, şükran borcu hissetmeye aykırı düşen bazı tutum, yönetim, direktif ve davranışlarından dolayı zaman zaman ikazlarımız ve kırgınlıklarımızı ifade edişlerimiz olmuştur; ama dinleyen ve anlayan olmamıştır.

Sabır ve tahammüllerimiz yıllarca devam etmiş ama üst yönetimin bizi fevkalade üzen ve zarara uğratan tutumları izale edilememiştir.

Nihayet bardağı taşıran bazı olaylar zuhur etmiş, partinin Yalova Eğitim Semineri ve devamı toplantılarında çok müessif konuşmalar yapılmıştır. Biz bunlar üzerinde dergimizin 1990 Ocak ve Şubat sayılarında bazı açıklama ve ikazlar yayımladık ve sonucu dikkatle izlemeye başladık. Partide maalesef bir düzelme olmadığı gibi gıybet ve suizan, husumet ve adavet, yalan ve iftira mekanizması ile şahsımız ve yolumuz yıpratılmaya var gücüyle devam edildi, ipler koparıldı.

Bu yeni durum ise bize, yalan yanlış fikirleri cevaplandırma ve konuyu efkâr-ı umûmiyemize açma hakkını vermektedir.

Üzülerek belirteyim ki o siyasîler, hizmetine ve desteğine verdiğimiz kardeşlerimizin bizden kopmasını sağlamaya çalışmış, yoğun yanlış propaganda ile fikir ve gönülleri bulandırmış, ihvanın inanç ve edep yapılarını zedelemiş, müslümanları birbirine düşürmüş, ahitlerini zedelemiş bulunuyor.

Halbuki garibanı hor görmemek lâzımdır; bizim de sevgiye, saygıya, korunmaya, desteğe ihtiyacımız vardır; çünkü çok ağır yükler yüklenmişiz, çok zayıf ve bîçareyiz. Tüm yükleri bize yüklemek insafa sığmaz. Bizim koca bir teşkilatla uğraşacak vaktimiz ve gücümüz yok ki!

Ama hayret edilecek bir şeydir parti, siyasî rakipleriyle değil de bizim gibi kendisini en son noktaya kadar destekleyenlerle uğraşıyor; kendisinden farklı, yumuşak ve sevgiye dayalı üslupla halka ve hakka hizmet etmek isteyenlere anlayış göstermiyor, hayat hakkı tanımak istemiyor, şiddetli rekabet ve husumet yapıyor. Ayrıca dinin ve tasavvufun kurallarını keyfî yorumluyor, salahiyetsizce dinî ictihatlarda bulunuyor. İşine geldiği zaman mezhebimizin kabul etmediği işleri yapıyor. Bunların gerekirse müşahhas misallerini açıklayabilirim. Bizim bunları kabul etmemiz imkânsızdır.

Ayrıca parti genel kurumu, tüm inananları ısındıracak, hepsini kardeşçe kucaklayacak vasfını yitirmiş görünüyor. İçte ve dışta pek çok kızgın ve küskün peyda etmiş. Dostça ve haklı ikaz ve tenkitte bulunanları dışlamış, karşısında olan iyi niyetli insanları suçlama ve karalama yoluna gitmiş, baştan beri daima adam harcamış; yani tüm müslümanlarla uyum içinde, dostça, halka halka çalışan, birleştirici, kavuşturucu, geliştirici çalışma yapamadığını fiilen göstermiş; senelerce onun salahını ve ıslahını, ümitlerini boşa çıkarmış, şimdi tam bir şahıs, saltanat partisi olmuş, kayd-ı hayât şartıyla başkanlık sistemini benimsemiştir.

Bunu hiç doğru bulmuyorum. Bu dava kimsenin şahsî malı değildir, hizmetliler gereğinde değiştirilebilmelidir; çünkü beşer kusurdan hâlî olamaz, rakipsiz, murakabesiz, meşveretsiz, alternatifsiz, hürriyetsiz bir çalışma tarzıyla başarıya ulaşılamaz.

Bu görüşlerde yalnız olmadığımı sanıyorum. Mesele, şerefsizce iddia edildiği gibi pastadan daha büyük bir dilim koparmak veya tam parti % 10 barajını aşacak iken pişmiş aşa su katmak veya şu ya da bu siyasînin aldatmasına ve oyununa gelmek veya dış güçlerin ajanı ve maşası olmak saçmalarıyla geçiştirilemez. İslâmcı kesimde yeni partilerin resmen kurulmuş olması veya daha başkalarının kurulmak istenmesi hiç şüphesiz ki yaygın bir hoşnutsuzluğun işareti olup, mevcut İslâmcı partinin tasvip edilmediğini açıkça göstermektedir.

Partide çok emeğimiz ve büyük hissemiz var, içinde çeşitli kademelerde hâlen çalışmakta olan pek çok has, halis ve hakikatte kardeşim mevcut. Onları seviyor ve sayıyorum, kimseyi üzmek ve kırmak istemem; dost acı söyler, düşman güldürür; sözlerimiz, ülkemizin, halkımızın ve ülkümüzün selameti içindir.

Mevcut şartlara ve gidişe bakılırsa bu davaya inananların yakın bir gelecekte siyaset konusunda daha köklü, daha güçlü, daha başka tedbirler almak zorunda kalacakları anlaşılmaktadır.

Allah hayırlısını nasip etsin.

Hepinizin kurban bayramlarını en halis temennîlerimle tebrik eder, sa’âdet-i dâreyne ermenizi dilerim.

*


iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et