Elhamdülillah, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da yüz binlerce ihvanım var: Avrupa, Amerika, Avustralya, Orta Doğu’ya dağılmış, dünyaya yayılmış durumda; hepsi benim ve birbirlerinin candan âhiret kardeşi; Allah için sevap için mânevî eğitim için kurulmuş sıcak, tatlı, hayırlı, uğurlu, mânevî, ilahî bir bağ! Ne güzel, ne mutlu, ne kutlu!
Benim hepsine karşı sorumluluğum ve görevlerim var; hepsine ulaşmalı; hepsine kavuşmalı; hepsiyle konuşmalı, görüşmeli, dertleşmeli; hepsine hizmet etmeli, faydalı olmalıyım.
Bunun için şerefli ve yüce bir meslek olan üniversite profesörlüğümü, türlü türlü imkân ve avantajlarımı seve seve terk ettim; genç yaşta emekliliğimi istedim, bundan memnunum, mutluyum; asla şikâyetçi değilim.
Bu değerli kardeşlerime hizmeti, aziz hocam ve mürşid-i kâmilim Mehmed Zahid Kotku Efendimiz hazretleri emir buyurdular; emirleri başım üstüne!
Camiamıza hizmet ederken pek çok maddî ve mânevî yardıma mazhar olmaktayım. Çok şükür Rabbimize, günden güne büyümekte ve gelişmekteyiz. Nice vakıflarımız, derneklerimiz, şirketlerimiz var.
Bu kardeşlerimi birbirleriyle tanıştırmak, kaynaştırmak ve İslâm için birlikte çalıştırmak çok büyük faydalar sağlıyor; yurt içi ve yurt dışında çok güzel eserler ortaya çıkıyor; camiler yapılıyor, kolejler açılıyor, dualar alınıyor, sevaplar kazanılıyor...
Bu işleri daha olumlu, daha verimli, daha çabuk, daha büyük çapta yapmak için çeşitli seyahatler, toplantılar, seminerler, eğitim çalışmaları, temaslar, konuşmalar yapmak gerekiyor.
Bu sebeplerle şu sıralarda Avrupa’dayım. Hollanda, Belçika ve Almanya’da konferanslar verdim, konuşmalar yaptım; birçok yeni kardeş intisap etti, yeni ve güzel kararlar aldık.
Yarı şaka, arkadaşlara diyorum ki
“Bulunduğunuz yerde bir Kotku Kültür Merkezi kurun, bir cami yapın, dernek veya vakıf teşkil edin, iş yeri açın, mahalle tesis eyleyin, bir araya gelin, birleşin, yardımlaşın, kaynaşın, artık başka yerlerde değil, bu kendimize mahsus mekânlarda buluşalım, bundan sonra sadece Kotku merkezlerinin davetlerine gideceğim ancak oralarda konuşacağım, yalnız onların faaliyetlerine katılacağım...”
Tabiî bu bir teşvik, içimdeki bir dilek ve özlem! İnşallah gerçekleşir, Mevlam her şeye kâdir; lütfu, keremi, ikramı, ihsanı sonsuz, rahmeti bol, “ol” derse olur.
Avrupa’daki kardeşlerime, dergilerimizi mutlaka okumalarını, aboneliklerini tazelemelerini rica ederim.
Birbirlerini arasınlar, sorsunlar, bulsunlar, tanışsınlar, beraber çalışsınlar. Dergilerimizin Almanya ve Avrupa yetkililerinin telefonlarını alsınlar, adreslerini öğrensinler, kendileriyle irtibat kursunlar.
Dergi sorumlusu kardeşlerimiz de yakında bir envanter çalışması yapacak, sizlere –ulaşabildikleri kadar– bir yazı ve form gönderecekler. Onları doldurun ve çevrenizde bu bilgi kendilerine ulaşamamış ama sizin bildiğiniz kadın ve erkek ihvanımız varsa onlara da haber verin, onlar da envantere dâhil olsunlar.
Amacımız bunları tespitten sonra, birikim, oturum, yoğunluk ve kalabalığa göre bölgesel merkezler kurmak, çok düzenli yerleşim, eğitim, iş ve çalışma programları hazırlamak, çok modern ve ileri hizmetler yapmak.
AKRA (AK Radyo) FM radyomuz şimdi uzaydan, uydudan yayına geçtiği için Avrupa’daki kardeşlerimiz artık yayınlarımızı yirmi dört saat dinleyebilirler. Bu onlar, eşleri ve çocukları için çok önemli ve faydalı: Hem dinî, millî, dünyevî, ilmî bilgi kazanacak, hem ana dillerini unutmamış olacaklar. Çanak antenlerini uydumuza ayarlasınlar, dostlarına da müjde versinler!
Aralık ayının ilk haftasında inşaallah Almanya’da tekrar geniş bir toplantı yapıp mühim kararlar alacak, büyük atılımlar yapacağız.
Mevla muînimiz, tevfîk refîkimiz olsun; Allah cümlemizi rahmetine, rızasına vasıl eylesin; cennette Habîb-i Edîbi Hz. Muhammed Mustafa’sına (sas.) komşu olmayı nasip buyursun.
*