14 Cemaziyelahir 1442 | 27 Ocak 2021
89CADE1A-BFD6-47AF-AA5E-7FAB6EDCDDBC
Üye Girişi
|
Üye Ol
ANA SAYFA
KUR'AN-I KERİM
Okuyun
Dinleyin
Bilgilenin
SON PEYGAMBER
TASAVVUF
Tasavvufa Dair
Yolumuzun Esasları
Hatm-i Hacegan
Evrad-ı Şerif
M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
Hayatı
Fotoğrafları
Kitapları
Sohbetleri
M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
Hayatı
İslam Anlayışı
Tasavvuf Anlayışı
Hizmet Anlayışı
Kitapları
Başmakaleleri
Sohbetleri
Fotoğrafları
Anma Programları
M. NUREDDİN COŞAN
SIK SORULAN SORULAR
Soru-Cevap
Sık Sorulan Sorular
Soru-Cevap
>
Sık Sorulan Sorular
EVLAT EDİNMEYLE İLGİLİ KONULAR
SORU: Evlat edinmek caizmidir?
CEVAP:
İslâmiyet gelmeden önce evlat edinmek yaygın bir adetti. Hatta Peygamber (sa.) nübüvvetinden evvel cari olan adet üzere Zeyd b. Harise'yi evlat edinmişti. Ama İslâmiyet geldikten sonra onu yasakladı. Kuran-ı Kerîm şöyle buyurur: "Muhammed sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir". Peygamber (sa.) şöyle buyurur: "Babasından başka bir kimseye mensup olduğunu söyleyen kimseye babası olmadığını bildiği halde cennet haramdır”. Ve böylece İslâmiyet evlat edinmeyi yasaklamış oldu. Evlat edinmek çok çirkin bir iştir. Varis olmayan varis olduğu gibi, varis olan da mahrum bırakılır.
SORU: Çocuğu olmayan kimse bir akraba veya bir dostun çocuğunu yanına alıp, namına tescil ettirmek suretiyle onu evlad ediniyor. Dinen böyle bir şey caiz olur mu?
CEVAP:
İslâm güneşi doğduğu asırda bütün insanlık cehalet ve hurafa dalgaları içerisinde çalkalanıp gidiyordu. Aleme rahmet olarak gelen bu ilahî din kendini yitirmiş bu zavallı insanları kurtarmak için çağrıda bulunup doğru yola dönmesi için büyük çaba harcadı. Gece gündüz iman ve irfan telkin etti. Helakine vesile olacak kötü şeylerin ne olduğunu beyan etti. Onlardan biri de cahiliyette yaygın halde bulunan evlat edinme adeti idi. Şöyle ki birisi başkasının evladını yanına alıyor. Sen benim oğlumsun. Ben sana varisim, sen bana varissin diyordu. Böylece oğlu oluyordu. Oğulluğun gereği ne ise icra ediliyor, karşılıklı miras usulü tahakkuk ediyordu. Bu babanın hanımı onun annesi, babası da onun dedesi, oğlanın zevcesi de gelini olurdu. Onunla evlenmek mümkün değildi. Hazret i Peygamber (sa.) nübüvvetten evvel cari olan adet üzere Zeyd bin Hârise'yi evlad edinmişti. Onu evlad edinme olayı şöyle oldu Harise oğlu Zeyd, annesiyle birlikte Beni Tayy kabilesine mensup dayılarının yanında iken bir arap kabilesi onlara baskın yaparak mal ile çocuklarını alıp yağma etti. Zeyd de onlarla birlikte esir düştü. Sonra satılmak üzere Mekke'ye götürüldü. Zeyd'i Hz. Hatice satın aldı. Zekâ ve tedbiri yerinde olduğundan dolayı Resûlüllah'ın çok hoşuna gitmişti. Bunun üzerine Hazreti Hatice onu kendisine hediye olarak takdim etti. Aşırı olarak Zeyd'i seven babası Harise gece gündüz ağlar, hakkında şiirler söylerdi. Nihayet günün birinde Harise, oğlu Zeyd'in Mekke'de Hz. Muhammed'in yanında olduğunu haber aldı. Bunun üzerine kardeşi ile birlikte Mekke'ye gitti ve Peygamber (sa.)'in yanma varıp dedi ki "Ey Muhammedi Siz Allah evinin komşususunuz, esiri serbest bırakıp, ona yemek yediren kimselersiniz. Oğlum sendedir, onu bağışlamak suretiyle bize iyilik et. Çünkü sen bu kavmin efendisinin oğlusun. Onu bağışlamak için ne kadar istersen sana veririz." Bunun üzerine Peygamber (sa.) buyurdu ki "Size daha iyisini veririm, huzurunuzda onu muhayyer bırakırım, arzu ederse bir şey almadan size veririm" Zeyd'in babası "Çok iyilik etmiş olursun. Allah sana büyük mükâfatlar versin" dedi. Sonra Peygamber (sa.) onu çağırdı. “Ey Zeyd bunları tanır mısın?” dedi. “Evet şu babam, bu da amcamdır.” Dedi. “Şu baban, bu da amcandır, beni de tanırsın, kimi arzu ediyorsan onu seç.” Bu sözü duyan Zeyd'in gözleri yaşardı ve “Asla senden başka bir kimse istemem, sen hem babam, hem de amcam mesabesindesin” dedi. Babası “Sana yazıklar olsun. Nasıl köleliği hürriyetten üstün tutuyorsun” dedi. Zeyd de “Ben bu adamdan (sa.) öyle iyilik gördüm ki onu terk etmem mümkün değildir. Onu ve ondan başka bir kimseyi istemem” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sa.) cemaat huzurunda “Şahid olunuz Zeyd benim, oğlumdur, ben onun varisiyim, o da benim varisimdir” buyurdu. Babasıyla amcası da bu sözden rahatladılar. Bir zaman sonra bir ayet nazil oldu ve evlad edinme usulünü kaldırdı. "Muhammed sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir. Babalarına nisbet ederek onları çağırınız. Allah'ın indinde daha doğru ve adil olur." Hz. Peygamber (sa.) evlad edinme hususunda şöyle buyuruyor: "Babasından başka bir kimseye mensup olduğunu söyleyen kimse için -babası olmadığını bildiği halde- Cennet haramdır". Böylece İslâmiyet evlad edinme adetini kaldırmış oldu. Kaldırdı ama maalesef İslâm’a inanan-birçok kimse hâlâ bunu uyguluyor. Oğlu yoktur diye bir akrabasının veya bir dostunun oğlunu yanma alıyor ve resmen namına tescil ettiriyor. Oysa bu büyük bir vebaldir. Varis olmayan kimse varis, varis olan da mirastan mahrum oluyor. Bu sebeple hak gidip yerine batıl geliyor. Bunu yapan kimse günahkâr olduğu gibi evlat edinilen de meşru olmayan mirası yemekle harama boğulur. Evet, bir akrabanın, bir dostun çocuğuna veya bir yetime bakıp onu beslemek ve sevindirmek büyük bir fazilettir. Fakat namına tescil ettirmek büyük bir vebaldir.' Bu durum, çocuğun asıl ana ve babasının unutulmasına da sebep olmaktadır. Bu yönden de açık bir haksızlıktır.
iskenderpasa.com
Hukuki Şartlar
|
İletişim
Yardım
|
Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu
All Rights Reserved.
Sık Kullanılanlara Ekle
|
Tavsiye Et