29 Şaban 1442 | 11 Nisan 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

Devamlı ve Önemli Hayrât Faaliyetlerimiz



Mart 1990

Geçtiğimiz 10-11 Şubat günleri, yüzlerce kardeşimizle, Adana’da Hakyol Vakfımızın tertiplediği Türkiye çapındaki muhteşem şubeler toplantısındaydık. Toplantı çok verimli oldu, tatlı ve sevinçli geçti, orada vatan sathına yaygın, büyük hizmetleri ve olumlu sonuçları görerek çok mutlu olduk. Emeği geçen tüm kardeşlerimizin sayları meşkûr, amelleri makbul, sevapları bol, dereceleri âlâ olsun!

Bendeniz de oradan edindiğim izlenimler üzerine, dergimizde siz sevgili okuyucularıma bu güzide kuruluşumuzdan bahsetmeyi, bilgi vermeyi uygun ve zorunlu gördüm. Bu satırları onun için yazıyorum.

Değerli bir doçent kardeşimin orada dediği gibi Hakyol Vakfı’nı, sadece hayır hizmetleri yapan sade bir kurum olarak görmek hata olur, bu ona gölge düşürmektir; o, pek yüce hedefleri olan çok önemli bir kuruluştur.

Nitekim Hakyol Vakfımızın senedini, gayesini, çalışma hedeflerini okusanız, siz de mutlaka beğenecek ve bana hak vereceksiniz.

İlk söylemek istediğim şu; bu Hakyol Vakfı’nı, sevgili büyüğümüz, değerli hocamız merhum, cennetmekân Mehmed Zahid Kotku hazretleri kurdurmuştu. Fikir ve emir onundu; bizler, senedi ona okumuş, tasvip ve takdirlerine de mazhar olmuştuk, onun için Allah’ın lütfuyla çalışmalar, büyük gelişme gösteriyor.

Bundan şu önemli sonucu çıkarıyorum:

Hakyol Vakfımızın tüm hayırlı ve sevaplı çalışmalarının ecri aynen kurucusu olan hocamıza da verilecektir. Çünkü hadîs-i şerîflerde bildirildiği üzere, “bir hayra delalet eden kimse, yapan gibidir.”:69 Bir hayırlı işi başlatan, bir güzel çığırı açan, bir iyi âdeti yerleştiren, bir müesseseyi kuran, bir sadaka-i câriyeyi tesis eden kimseye, o işi sürdüren, o çığırda yürüyen, o âdeti icra eden, o müesseseyi devam ettiren kişilerin ecir ve sevaplarının bir misli, aynen verilir, hem de onlardan hiç kesinti yapılmadan, onların şahsî ecir ve sevapları eksiltilmeden!

O halde tüm ihvanımız, hocamızın bütün talebeleri ve muhipleri, hayır ve hasenâtlarını bu vakıf yoluyla yapmalıdır ki hem kendileri büyük mânevî kârlara ulaşsınlar, hem hocamıza karşı besledikleri sevgi ve saygı elle tutulur bir sonuç versin, hem de merhum hocamızın rûhu kat kat şad olsun.

Halbuki duyuyor ve görüyoruz ki pek çok ihvanımız bu şuurda değil; hayır ve hasenâtları perakende, yabancı yerlere yapıyorlar, hatta bazen bilmeden, hocamıza, yolumuza, camiamıza hasım olan yerleri destekleme durumuna bile düşüyorlar.

Hocamızı seven, ondan ders alan, onun hatırasına bağlı olan her kardeşimizin, onun eserlerine de şevkle, canla başla hizmet etmesi gerekir ama pek çok ihvanımız, daha bu güzide vakfın varlığından bile maalesef haberdar değil; feyzi hocamızdan bekliyor ve alıyor da onun kurduğu müesseseleri tanımıyor, onları bulmuyor, onları desteklemeyi, yaşatmayı, geliştirmeyi, büyütmeyi düşünmüyor, yani üzerine düşen mânevî görevi ve dervişliği güzel yapmıyor.

O halde vakfımızı tanıtma çalışmalarına hep birlikte hız vermeliyiz. Vakfın şubeleri ve yan kuruluşları her il, ilçe ve beldede muhakkak kurulmalıdır. Bu konuda hepinizin ilgi ve desteğinizi diliyorum. Konuyu bilenler, bilmeyenlere lütfen en kısa zamanda duyursun ve Allah rızası için iş birliğini sağlasınlar!

Hakyol Vakfımızın üç ana gayesi vardır:

1. Eğitim, 2. Dostluk, 3. Yardımlaşma...

Eğitim, hayatın en büyük, en sevaplı, en devamlı faaliyetidir. Eğitimle insan kazanılır veya kaybedilir, eğitim beşikten mezara kadardır. İslâmî bir eğitim insanı cennete götürür, müslümanların kurtuluşu eğitimle olacaktır. Nefisler eğitimle ıslah olur, güzel ahlâk eğitimle kazanılır.

Dostluk, hayatın en tatlı, en güzel, en olumlu işidir. Kişiler dostlukla mutlu olur, başarı dostlukla sağlanır, İslâm dostlukla gelişir, iman dostlukla pekişir, hayırlar dostlukla yapılır. Sevgi, dostluk ve kardeşlik bize Kur’ân-ı Kerîm’in emridir. Müslümanlar birbirlerini sevip dost olduğu zaman galip, mansur, müeyyed ve muzaffer olacaklardır.

Yardımlaşma da İslâm’ın temel emri ve gereğidir. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): “Müslümanların dertleriyle ilgilenmeyen bizden değildir.”70 buyuruyor. Dünya üzerindeki bir milyarlık müslüman kitle birbirini desteklediği, birbiriyle yardımlaştığı zaman yeryüzü güllük gülistan olacaktır.

Vakfımız bu gayeleri tahakkuk ettirmek için neler yapmış, neler yapacak, nelere ihtiyaç var? Aramıza gelin, görün, siz de destek olun, büyük mânevî mükâfatlara erin!

Bildirmek istediğim diğer husus da şudur:

Dergilerimiz de bizim en önemli müesseselerimizden ve vakıf senedimizde belirttiğimiz eğitime yönelik çalışma hedeflerimizdendir. Elhamdülillah vakıf senedimizdeki pek çok hayırlı müessese gibi dergi ve yayın faaliyetlerimiz de tahakkuk etmiş bulunuyor. Bunların idamesi, yani görevlerini yapmaya devam etmeleri de sizlere bağlıdır. Dergilerimizi dikkatle okuyun, öğrendiklerinizi uygulayın; onları başkalarına da okutmaya gayret edin, unutmayın ki her biriniz bir yeni okuyucu bulsanız tirajımız % 100 artmış olacaktır. Bunu da mutlaka sağlayın!

Nihayet hepinizin, dünya ve âhiretin her türlü esenlik ve mutluluklarına ermesini yüce Rabbimizden diler, mübarek Berat kandilinizi candan tebrik eder, hayır dualarınızı beklerim.

*


Dipnotlar
1. Enes b. Mâlik’ten nakledilen hadis için bk. Tirmizî, “İlim”, 14, hadis no: 2670; Ebû Ya’lâ, el-Müsned, VII, 275, hadis no: 4296.
2. Ebû Zer’den nakledilen hadis için bk. Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, I, 151, hadis no: 471.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et