11 Cemaziyelahir 1442 | 24 Ocak 2021
 
A257D1D7-A390-443A-A8A7-3ED77B0D1AAE
Üye Girişi | Üye Ol
  • ANA SAYFA
  • KUR'AN-I KERİM
    • Okuyun
    • Dinleyin
    • Bilgilenin
  • SON PEYGAMBER
  • TASAVVUF
    • Tasavvufa Dair
    • Yolumuzun Esasları
    • Hatm-i Hacegan
    • Evrad-ı Şerif
  • M. ZAHİD KOTKU (RH. A.)
    • Hayatı
    • Fotoğrafları
    • Kitapları
    • Sohbetleri
  • M. ES'AD COŞAN (RH. A.)
    • Hayatı
    • İslam Anlayışı
    • Tasavvuf Anlayışı
    • Hizmet Anlayışı
    • Kitapları
    • Başmakaleleri
    • Sohbetleri
    • Fotoğrafları
    • Anma Programları
  • M. NUREDDİN COŞAN
  • SIK SORULAN SORULAR

  • Makaleler
    • İslam Dergisi Başmakaleleri
    • Kadın ve Aile Dergisi Başmakaleleri
    • İlim Sanat Dergisi Başmakaleleri
    • Panzehir Dergisi Başmakaleleri
    • İdeal Yol
Makaleler > İslam Dergisi Başmakaleleri

İslâm, Hayatımızın Temeli ve İstikbalimizin Teminatıdır!



Haziran 1997

 

 

Bir müslüman en çok Allah’ı sever, Allah’a itaat eder, Allah’ın sevgi, rıza ve rahmetini kazanmaya gayret gösterir. Durum fiilen böyle değilse, o kişi iyi müslüman olamamış demek olur. Allah’ı sevmeyen “kâfir”, Allah’a itaat etmeyen “facir”, Allah’ın rıza ve rahmetini önemsemeyen “fâsık” ve “münafık” derekesine düşer; neûzübillâh! Dünyası ve âhireti mahv ve perişan olur.

Din ve iman şakaya gelmez, ihmale gelmez, oyuna gelmez; muhalefet ve münaferete gelmez; sululuk ve zevzekliğe, tembellik ve gevşekliğe gelmez. İnsanın aklını başına devşirmesi, takvaya sarılması, ciddi olması, ihlaslı çalışması, ahlâklı davranması, Kur’ân-ı Kerîm’e uyması, Resûlullah Muhammed Mustafa’nın (sas.) sünnetine sarılması gerekir. Dindarlık sadece dil ile ifade değil, aynı zamanda kalp ile tasdikle ve fiilen icraat, itaat ve ibadetle olur.

Allah’ı sevme lafla değil, Kur’ân-ı Kerîm’in ve şeriatın ahkâmına uymakla, Resûlü’ne ittiba ve iktida ile tahakkuk eder. Çok görülmüştür ki Kur’an’a uymayan, Resûlullah’a ittiba eylemeyen, dine karşı çıkan çarpılır; Allah’ın kahrına ve gazabına uğrar, türlü bela ve cezalara mâruz kalır; mesela, sıhhati bozulur, yuvası yıkılır; malının ve çoluk çocuğunun hayrını görmez, kalbi kararır, benzi sararır, âhirette de cehenneme atılır, cayır cayır yanar, türlü azaplara uğrar.

Onun için her müslüman dinini çok iyi öğrenmeli, Kur’ân-ı Kerîm’i ve Muhammed Mustafa’yı (sas.) kendisine rehber ve kılavuz edinmelidir; dünya ve âhirette saadet ve selametin yolu budur; rûhî ve bedenî, ferdî ve ailevî, içtimaî ve siyasî tüm hastalıkların şifası, bütün dertlerin devası İslâm’dadır. Şark’ı ve Garb’ı gezdim; İslâm ve hıristiyan ülkeleri gördüm; çok okudum, çok dinledim, çok düşündüm; çeşitli medeniyet ve kültürleri çok yakından inceledim; sonuçta gördüm ki en doğru din “İslâm”, en güzel rehber “Kur’an”, en yüksek medeniyet “irfan”, en erdemli insan gerçek “müslüman”dır; gerisi hep hikâye, masal, safsata, mugalata, aldatmaca, göz boyama, palavra ve yalan! Bu satırlarımı görgüye dayanarak, iç yüzünü çok iyi bildiğim Batı’da kaleme alıyorum, üniversite profesörüyüm, ilahiyatçıyım, ilim ve irfan adamıyım, bütün kalbimle sizi temin ederim ki size başka yolları güzel göstermeye çalışanlar çok fecî şekilde yanılıyor ve sizi bilmeden doğru yoldan saptırmaya çalışıyor... Ya da çok kâfir, çok zalim, çok cahil ve çok hain emellerle bilerek böyle yapıyorlar. Allah kahreylesin!

 

Müslümanlar olarak ecdat yadigârı, şehitler diyarı güzel vatanımızı çok seviyoruz. Onu asla düşmana çiğnetmez, böldürmez, yıktırmayız, düşmanlara sattırmayız, Allah’ın izniyle... Çünkü biz bu mübarek toprakların hakikî sahibiyiz, malikiyiz, bekçisiyiz. Gerekirse kan dökeriz, can veririz. Her gün cenazesi kaldırılan şehitlerin yakınlarına, babalarına, hanımlarına bakın: Hepsi sakallı, başörtülü, dindar insanlar; vatan için evlatlarımız feda olsun diyorlar... Analarımız çocuklarımızı, “Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana.” diye diye uyutuyor, büyütüyor...

Bu topraklarda yaşayanlar şehitler ve gaziler sayesinde hür yaşıyorlar, istiklal ve hürriyetimizi onlara borçluyuz. İstikbalimiz de evvel Allah,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım...1

Diye düşünen imanlı, isimsiz kahramanların teminatı altındadır; din düşmanlarının, züppelerin, hippilerin, yabancı ideoloji esirlerinin, gizli teşkilat üyelerinin, sinsi kuruluşların, misyonerlerin, halkından –tarihinden– millî mefahirinden kopukların, mafyacıların, menfaatçilerin, sefillerin, rezillerin değil...

Bunu herkes böyle bilsin, İslâm’a, müslümana, Kur’an’a yan bakmaya, çelme atmaya kalkmasın!

 

 

 

 

 

 

 

*



Dipnotlar
1. Mehmet Akif Ersoy, Safahat, s. 485.



iskenderpasa.com Hukuki Şartlar | İletişim Yardım | Site Haritası
Copyright 2014 Avustralya MEC Topluluğu All Rights Reserved. Sık Kullanılanlara Ekle | Tavsiye Et